Ressam Gülçehre Çıplak’tan Filistin’e destek sergisi… İngiltere’de birçok kişisel sergiye imza atan Ressam Gülçehre Çıplak, 4 Temmuz’da saat 19.30’da Rüstem Kitabevi’nde açacağı serginin gelirini Filistin halkına bağışlayacak. Tüm halkın davetli olduğu sergi 12 Temmuz’a kadar ziyaret edilebilecek.
“Sanatsız Kalmayalım” çağrısı… 57 yaşında resim eğitimine başlayan Ressam Gülçehre Çıplak, çocukluk anılarından ilhamla tuvaline doğa, acı ve barış temalarını taşıyor. “Her sanatçının topluma karşı sorumluluğu var.” diyor.
Aliye ÖZENCİ
Resim sanatının güçlü dili bu kez Filistin halkı için konuşuyor…
Sanat, kimi zaman bir fırça darbesinde yankılanır; kimi zaman sessizlerin çığlığı, görünmeyenlerin aynası olur. Tüm dünyada olduğu gibi sanatın bu evrensel gücünü taşıyan resim sanatı, toplumsal farkındalık yaratmada önemli bir rol oynuyor. İngiltere’de birçok sergiye imza atan başarılı ressam Gülçehre Çıplak da bu anlayışla hareket ediyor.
Sadece sanatsal üretimiyle değil, doğaya olan duyarlılığı ve vicdani duruşuyla da dikkat çeken Çıplak, KIBRIS TV’de Aliye Özenci’nin hazırlayıp sunduğu Koza programında Kuzey Kıbrıs’ta büyük ses getirmesi beklenen yeni projesini duyurdu.
Filistin halkı için anlamlı sergi
Dünyanın gözü önünde yaşanan ve insanlık vicdanında derin yaralar açan Filistin’deki savaşın yol açtığı yıkıma kayıtsız kalmayan sanatçı, “Filistin Yardım Sergisi” adıyla anlamlı bir etkinliğe imza atıyor. 4 Temmuz Perşembe akşamı saat 19.30’da Lefkoşa Rüstem Kitabevi’nde açılacak sergide, Gülçehre Çıplak’ın ondan fazla eseri sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Sergi, 12 Temmuz’a kadar ziyaret edilebilecek.
Sergide satışa sunulacak tabloların tüm geliri ise doğrudan Filistin halkına bağışlanacak.
Sanatla barışın ve direnişin sesi
Sergide yer alan eserlerde umut, direnç, acı ve özellikle barış temaları öne çıkıyor. Gülçehre Çıplak, “Her sanatçının topluma karşı bir sorumluluğu vardır.” diyerek halkı bu anlamlı sergiyi ziyaret etmeye ve destek olmaya çağırıyor.
Sanatın sadece estetik bir üretim değil, aynı zamanda bir vicdan meselesi olduğunu bir kez daha hatırlatan bu sergi, toplumsal duyarlılık açısından önemli bir örnek teşkil ediyor.
Çocukluk anıları
Koza programında sadece sanatıyla değil, yaşam öyküsüyle de izleyicileri derinden etkileyen Gülçehre Çıplak, çocukluk yıllarını içten bir dille anlattı. 7–8 yaşlarındayken annesi ve babasının İngiltere’ye göç ettiğini dile getiren Çıplak, o dönemde kardeşleriyle birlikte nenesinin yanına taşındıklarını aktardı.
“O yıllarda sokaklarda beş taş, değnek oyunları oynardık. Çocukluk bir başkaydı… Dedem kerpiçten ev yapardı. Ben de yoğurdu kibrit kutularına doldurur, kuruyunca onlarla küçük evler yapardım.” diyerek o günleri büyük bir özlemle andı.
Elektriksiz geceler, yıldızlı hatıralar
Gülçehre Çıplak, Kıbrıs’ta elektriklerin olmadığı geceleri ise unutamadığını ifade etti:
“En sevdiğim şeylerden biri, Kıbrıs’ta elektriğin olmadığı yıllarda, geceleri gökyüzünde parlayan yıldızları izlemekti… O yıldızlar hâlâ içimde ışıldıyor.”
Sanatçının yaşamında dönüm noktalarından biri olan 9 yaşında İngiltere’ye göç sürecine de değinen Çıplak, kardeşleriyle birlikte annesi ve babasının yanına gitmelerinin yeni bir başlangıç olduğunu belirtti.
Gülçehre Çıplak’ın anlattıkları, onun sanatında neden bu kadar derinlik ve duyarlılık olduğunu da gözler önüne serdi. Çocukluk anılarından ilhamla şekillenen eserlerinde, nostalji kadar umut ve direnç de yer alıyor.
“Sanatsız kalmayalım” mesajı
İngiltere yıllarını da tüm samimiyetiyle anlatan Gülçehre Çıplak, hayatın zorluklarına rağmen içinde taşıdığı sanat sevgisini asla kaybetmediğini vurguladı. “İçimdeki sanata olan duyarlılığı ve resim tutkumuzu hiçbir zaman yitirmedim.” diyerek, sanatın hayatındaki iyileştirici gücüne dikkat çekti.
57 yaşından sonra, çevresinin teşvikiyle resim eğitimi almaya başlayan Gülçehre Çıplak, kısa sürede İngiltere’de birçok kişisel sergi açarak büyük başarılara imza attı. Sanat yolculuğunu yalnızca bireysel başarılarla değil, sanatçının topluma karşı sorumluluğu bilinciyle sürdürdüğünü ifade eden Çıplak, tuvaline her daim doğayı, çevreyi ve toplumda yaşanan acıları yansıtmaya devam ettiğini dile getirdi.
“Sağlığım elverdikçe resim yapmayı sürdüreceğim.” diyen sanatçı, programın sonunda izleyicilere de anlamlı bir çağrıda bulundu:
Gülçehre Çıplak’ın yaşam öyküsü ve eserleri, sanatın her yaşta yeniden doğmak, iyileşmek ve topluma ses olmak için ne denli güçlü bir araç olduğunu bir kez daha gösteriyor.