Pazar, Haziran 8, 2025
Google search engine
Ana Sayfaahmet esendağlıEsendağlı: Hedef, 9 saniyeyi görmek

Esendağlı: Hedef, 9 saniyeyi görmek

Drag kariyerine 2016 yılında 13 saniyelik dereceyle başlayan Ahmet Esendağlı, zamanla aracını güçlendirerek performansını 10 saniyelere kadar düşürdü. Son yarışında ise 10.2 saniye ile birinci oldu

 

O bir zaman makinesi… Yarıştığı aracı, ekibiyle birlikte baştan sona yeniden inşa eden Ahmet Esendağlı, bu emeğin karşılığı olarak araca Time Machine (Zaman Makinesi) adını verdi. Aracın 1000 beygir güce ulaştığını söyleyen Esendağlı, “Drag alanında en büyük sıkıntı, hâlâ kalıcı bir drag pistinin olmamasıdır. Arazi verildi ama pist yapılmadı.” dedi.

Cemre CEMALİ

Gençliğinde izlediği Fast & Furious filminden ilham alarak hayalini kurduğu 94 model Nissan Silvia S14’ü Japonya’dan getirten Ahmet Esendağlı, kendi ekibiyle yeniden yarattığı “Time Machine” yani zaman makinesi olarak isimlendirdiği aracıyla drag pistlerinde adından söz ettiriyor.

Lefkoşa doğumlu olan Esendağlı, dede mesleği olan lastik, akü ve jant distribütörlüğünü de sürdürüyor; ithalat ve toptan satışla da uğraşıyor.

Ayrıca motor sporlarına olan tutkusu ve cesaretiyle kendini gösteren Ahmet Esendağlı, bu heyecan dolu serüvenini KIBRIS’a anlattı.

2016 yılında yurtdışından getirdiği drag aracıyla bu alanda ilk adımını atan Esendağlı,  hem off-roadda hem de drag yarışlarına tutkusu ve deneyimleriyle ilham veriyor.

Drag yarışlarının, görünenin çok ötesinde teknik bilgi ve hazırlık gerektirdiğini belirten Esendağlı, bu sporun tutku, disiplin ve ekip ruhuyla yürüdüğünü vurguladı.

Son olarak Kuzey Kıbrıs Drag ve Spor Otomobil Derneği (KKDSOD) tarafından 25 Mayıs 2025 tarihinde organize edilen drag yarışında ‘10 saniye 2 salise’ ile günün en iyi derecesini Nissan Silvia aracıyla elde eden Ahmet Esendağlı, bu mücadelede birinci oldu.

Esendağlı: 2014 yılında başladım

 

Motor sporlarına olan tutkusuyla tanınan Ahmet Esendağlı, motor sporlarına 2014 yılında yurtdışından getirdiği off-road aracını almakla başladığını ifade ederek, ilk yıllarda sadece off-road yarışlarına katıldığını, ardından da yurtdışından edindiği Nissan Silvia aracıyla “hill climb yani tırmanma yarışlarına” başladığını anlattı.

Esendağlı, “2016 yılına kadar sadece off-road yaptım. 2017 yılında ATV yarışlarına katıldım, birinciliklerim oldu. 2018 yılında ise tırmanma drag ve off-road yarışlarına sevdalandım ve bir süre böyle götürdüm.” diyerek, ondan sonra bir seçim yapmak zorunda kaldığını belirtti:

Ahmet Esendağlı, “O dönem tırmanma ve drag iki farklı dal ve farklı yarışlar olduğu için seçim yapmak zorundaydım.  Tırmanmayı 4 yıl kadar yaptım. Ardından drag yarışlarına sevdalandım, aracımı buna göre hazırlamaya başladım. Şu an aktif olarak drag yarışlarına katılıyorum. Ayrıca off roada da hâlâ devam ediyorum.” şeklinde konuştu.

Esendağlı, tırmanma yarışlarında pist gereksiniminin olmadığını belirterek, “Aşağıdan yukarıya en hızlı çıkan yarışmacı olmak esas alınır. Bu yarışlar asfalt yollarda gerçekleştirilir ve copilotu olan bir disiplindir.” diyerek, şöyle devam etti:

“Off road, copilotluğu olan bir motor sporudur. Kardeşim Veli Esendağlı copilotluğumu yaptı, hâlâ da yapıyor.

Tırmanma yarışlarında da arkadaşım Mehmet Gülok bana copilotluk yaptı. Drag’da ise copilot yoktur, sadece pilot vardır. Benim aracımı mekaniker olarak arkadaşım Edim Macila modifiye ederek yarışlara hazırlıyor.

Off road arazide yapılan bir yarıştır, özel pisti vardır. Toprak yarışı yapan ralli araçları gibi düşünebiliriz. Drag ise asfalt zeminde yapılan bir yarıştır.”

Esendağlı, motor sporlarına olan ilgisinin çocukluk yıllarına kadar dayandığını belirterek, “Aslında ailemde beni bu alana yönlendiren kimse yoktu. Daha çok arkadaş çevrem sayesinde sevdalandım diyebilirim. Zaten küçüklüğümden beri içimde vardı bu tutku. Belli bir yaşa gelince de motor sporlarına başlamış oldum. Benim de 15 yaşında bir oğlum var. İsmi Doruk İsmet Esendağlı. İnşallah ona devredeceğiz, babasının izinde devam etsin. Merakı var inşallah o devam edecek.” dedi.

Drag yarışlarının temelinde yola tutunma ve güç dengesinin yattığını kaydeden Esendağlı, drag aracı ile ilgili serüveninden bahsetti.

‘Time Machine’

 

Esendağlı, aracın her parçasının drag yarışları için özel olarak tasarlandığının altını çizerek “Makinesinden dış donanımına kadar her şey özel yapıldı. Yarışlarda özel ‘drag lastikleri’ kullanıyoruz.” dedi.

2016 yılında edindiği mevcut drag aracıyla hâlâ yarışlara katıldığını belirten Esendağlı, geçen yıllar içinde aracın performansında büyük değişikliklere gittiğini şöyle anlattı:

“İlk aldığımda araç 300 beygirdi, daha sonra 600’e, sonra da 750 beygire çıkardık. Şu anda ise 1000 beygir gücünde. Bu motorun limiti yok, 2 bin 500 beygire kadar çıkabilecek potansiyele sahip. Amerika’da bunun örnekleri var.”

Esendağlı, aracını kendi imkânları ve ekip arkadaşlarının da yardımıyla geliştirip dönüştürdüğüne dikkat çekerek, “Kendi ürettiğimiz araç olduğu için ona ‘Time Machine’ yani ‘Zaman Makinesi’ ismini verdik.” diye konuştu.

Drag yarışlarının sadece hız değil, aynı zamanda ekip uyumu gerektiren bir disiplin olduğunu kaydeden Esendağlı,  402 metrelik pistlerde, ışık sistemiyle yapılan kalkışlarla gerçekleşen drag yarışlarının saniyeler içinde tamamlandığını belirtti.

Esendağlı, “Genelde 10 ila 15 saniye sürer, en hızlı bitiren kazanır.” diyerek drag yarışlarında yarış öncesi deneme sürüşü yapıldığını ve elde edilen zamanlara göre eşleşmelerin belirlendiğini ifade etti.

Drag yarışlarında her ne kadar pistte sadece bir sürücü olsa da, bu sporun arkasında güçlü bir ekip olduğunun altını çizen Esendağlı, hazırlık sürecinin yarıştan günler önce başladığını söyledi.

Esendağlı, yarışlar genellikle Pazar günleri yapılsa da kendilerinin 3-4 gün öncesinden hazırlıklara başladığına dikkat çekerek, bu süreçte aracın her ayrıntısının titizlikle kontrol edildiğini kaydetti; şunları anlattı:

“Alt düzen kontrol edilir, sıkılması gereken vidalar gözden geçirilir, lastik basınçları kontrol edilir. Aracın içinden dışına kadar her şey gözden geçirilir. Yarışa başlamadan çok kısa bir süre önce lastiklerin ısıtılması gerekiyor. Bunun için araç lastiklerini olduğu yerde çeviriyoruz. Bu işlemi mekaniker arkadaşım Soner Çağın ile yapıyoruz. Mehmet Sayar arkadaşım da yarışlarda bana aktif destek veriyor. Bir pilot ve iki mekanikerden oluşan üç kişilik bir ekibiz.”

“Adrenalin tutkunuyum”

 

Esendağlı,  motor sporlarının hem yüksek hız hem de yüksek risk barındıran bir spor dalı olduğunu vurgulayarak, yarış anındaki duygularını ve güvenlik önlemlerini anlattı.

“Motor sporlarına gönül veren biri olarak adrenalin tutkunuyum.” diyen Esendağlı, yarış anında yoğun bir heyecan ve dikkat gerektiren bir atmosfer yaşandığını belirtti.

Esendağlı,  “Ne kadar önlem alırsanız alın, bu spor tehlikelidir. Yarış esnasında büyük bir adrenalin yüklemesi yaşıyorum. Her şey saniyeler içinde olur ve hata kabul etmez. Çok büyük bir konsantrasyon gerekir.” diyerek, güvenlik önlemlerinin hayati önem taşıdığına dikkat çekti.

Drag araçlarının yüksek hızlarda yarıştığı için özel güvenlik donanımlarıyla donatıldığını söyleyen Esendağlı, araç içi güvenliğin birçok detayla sağlandığını belirterek bunu bunları şöyle örneklendirdi:

“Örneğin yarış araçlarında, “güvenlik kafesi” ya da “roll bar” adı verilen demir destek sistemleri var. Bu olası kazalara karşı koruma sağlıyor. Ayrıca özel emniyet kemerleri, yarış koltukları ve zorunlu olarak kullanılan koruyucu yarış kıyafetleri sayesinde güvenlik ön planda tutuluyor.”

Esendağlı, drag sporunda mekanik arızalara ya da lastik patlamalarına karşı her yarış öncesi titizlikle kontrol yapıldığını söyleyerek, bu sporun doğası gereği yüksek hızlara çıkılan bir spor olduğunu kaydetti.

Katıldığı son yarışta 10 saniyede 240 km hıza ulaştığını belirten Esendağlı, “Bu hız tehlikeli olabilir ama önceden alınan teknik ve güvenlik önlemleriyle risk minimum seviyeye indiriliyor.” dedi.

“10 saniye 2 salise ile birinci oldum”

 

Esendağlı, 25 Mayıs 2025 tarihinde ülkemizde yapılan son drag yarışında 10 saniye 2 saliselik skorla birincilik elde ettiğini ifade ederek “10 saniyede yarışıyordum, en iyi dereceyi yaptım. Yarışta 40 araç vardı. Bu araçlar saniyeye göre aralarında eşleşiyor ve o gün benim rakibim yoktu, çünkü 10 saniyeyi hiçbir araç yapamadı.” vurgusu yaptı.

Motor sporlarında pistin çok önemli olduğunun altını çizen Esendağlı, ülkemizde drag pisti olmadığı için yarışların “yollarda yapıldığına” dikkat çekti.

Esendağlı, tüm dünyada drag yarışlarının 402 metre tamamen düz bir zeminde ve ‘VHT’ adı verilen yapışkan maddenin kullanıldığı pistte yapıldığını belirterek, bu maddenin araç lastiklerinin kaymaması için çok önemli olduğuna dikkat çekti; şöyle devam etti:

“Drag lastikleri kullanıyoruz ancak yarıştığımız ‘asfalt zemin’ olduğu için araç kayıyor. Yarış sonrasında kullandığımız yol trafiğe açılacak bir yol olduğu için yapışkan madde kullanılamıyor. Böylelikle güçlü arabalar daha kısa süreler yapabilecekken, daha yüksek saniyeler yapıyor. Yıllardır drag yarışları belli başlı yollarda yapıldı ülkemizde. 25 Mayıs’taki yarış ise Hamitköy’ün üst yolunda yapıldı; iki çember arası yol kapatıldı.”

 

“Arazi verildi, piste başlanmadı”

 

Ülkemizde drag sporuna gönül veren isimlerden Ahmet Esendağlı, ülkedeki drag tutkunlarının uzun süredir beklediği pist ihtiyacına dikkat çekerek, Değirmenlik Belediyesi’nin, drag pisti yapılması için bir arazinin tahsis edildiğini ancak pistin henüz inşa edilmediğini açıkladı.

Esendağlı, arazinin Kırklar bölgesinde, yeni havaalanının arka tarafında yer aldığını belirterek, şöyle devam etti:

“Belediye başkanımız geçen yıl, okul ve yol gibi öncelikli yapılması gereken başka işler olduğunu söylemişti. Bu nedenle pist henüz yapılmadı, arazi hâlâ beklemede. İnşallah drag pisti bir an önce yapılır.”

Esendağlı, Drag Derneği’nin yıllar içinde önemli adımlar attığını vurgularken, en büyük eksikliğin hâlâ bir drag pistinin yapılmaması olduğunu belirtti.

“Drag Derneği yıllardır güzel işler yaptı. Işık sistemi ve sayaçlar gibi altyapı tamamlandı. Ufak tefek eksiklikler olsa da en büyük ve acil ihtiyacımız pistin yapılmasıdır” diyen Esendağlı, Amerika’dan getirilen modern ışık sisteminin 5 yıldır kullanıldığını söyledi.

Esendağlı, geçmişteki yarış başlangıç sistemlerinin oldukça ilkel olduğunu söyleyerek, “Eskiden çizgide durmak için bir çubuk kullanılırdı, tamponu ona yaslardık. Bayrakla veya portatif ışıkla start verilirdi. Şimdi ise araç hareket ettiğinde sayaç başlıyor ve 402 metrenin sonunda saniyemiz ölçülüyor.” şeklinde konuştu. Ayrıca seyirciler için ışıklı pano sistemiyle anlık sonuçların da görünür hale geldiğini belirtti.

Ahmet Esendağlı, 2018 yılından bu yana Kuzey Kıbrıs’ta yarışlara katıldığını, 2023 yılında ise Türkiye’de ilk kez piste çıktığını anlattı.

Antalya’da düzenlenen yarışa Drag Derneği’nin katkılarıyla 6-7 araçlık bir ekiple gittiklerini söyleyen Esendağlı, “O yarışta mekanik bir arıza yaşadım ve derece alamadım” dedi.

Bu yıl yeniden Türkiye’de yarışmayı planladığını ifade eden Esendağlı, “Gelecek ayın 26’sında Antalya’da yapılacak bir yarışa katılmayı düşünüyorum.” diyerek yurtdışı tecrübelerini artırmak istediğini belirtti.

“9 ve 9’un altındaki derecelerde iddialıyım”

 

Esendağlı, bugüne kadarki yarış performansı ve hedefleri hakkında bilgi vererek yarış kariyerine 13 saniyelik derecelerle başladığını, zamanla aracını güçlendirip modifiye ederek önemli başarılar elde ettiğini kaydetti; şöyle dedi:

“Drag yarışına başladığımda 13 saniyede 402 metreyi tamamlıyordum. Araç modifiyeleriyle bu süreyi önce 12, sonra 11 saniyeye düşürdüm. Bu sürelerle birincilikler aldım, sonrasında 10 saniyelik derecelere ulaştım ve bunlarda birincilikler aldım. Son yarışta da 10.2 saniye yaptım. 9 ve 9’un altındaki derecelerde iddialıyım. Ada genelinde bu seviyede olan başka biri olduğunu düşünmüyorum.”

Esendağlı, motor sporlarına duyduğu heyecanın ilk günkü gibi sürdüğünü ifade ederek, kişisel hedefini “İçimdeki heyecan hâlâ devam ediyor. Hedefim 9 saniyeyi görmek. Bunu başardığımda bir doyuma ulaşacağımı düşünüyorum.” cümleleriyle açıkladı.

 

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisment -
Google search engine

En Popüler