Sunday, July 27, 2025
Google search engine
HomeGenelYAZDIĞI SATIRLAR SADECE KUSMUK!

YAZDIĞI SATIRLAR SADECE KUSMUK!

Bu ülkenin bir zamanlar nefes alıp verdiği her karış toprağında, bir adam vardı.
Hatalarıyla, sevaplarıyla, doğrularıyla, yanlışlarıyla ama en önemlisi mücadelesiyle…
Adı Rauf Denktaş’tı.

Tarih onu tartışır, halk onu eleştirir, seveni alkışlar, sevmeyeni kızar.
Ama o isme “k*til”, “ajan”, “hain” diyecek kadar alçalan birine ne tarih bir satır ayırır ne halk bir dua gönderir.

Kalemi pislik saçan bir mahluk,
bugün bu topraklarda “kitap” diye içindeki pisliği kâğıda kusmuş.
Babanı savunmak için “makamlara” güvenme demiş.
Ne yapsın Serdar Denktaş?
Yumrukla mı anlatsın?
Eline s*lah alıp mı sussun?

Bak terbiyesiz!
Bu ülkede herkesin geçmişi bir kenarda dursun…
Ama sen o geçmişin dışkısını karıştırıp,
kendi pisliğini topluma sunacak kadar şeref yoksunuysan, burada dur deriz!!

Sen babanın kiminle savaştığını bilmeden, Denktaş’ın oğluna “Vatan haininin oğlu kanlı katilin çocuklarısınız ve torunusunuz” diyecek kadar zihni bulanık biriysen ne yazarsan yaz, altına imzan değil, ahlaki çöküşün ve şeref yoksunluğunla harmanlanmış rezaletin kalır geriye!

*

Bu ülke çok şey gördü!
Her devrin adamı oldu!
İlker Özkunt gibi her devrin yüzsüzü çok az çıktı!

Bu “biyolojik evlat” lafıyla alay eden aşağılık yaratık, kendi öz annesinin duasını almış mı acaba?
Beraat Kandili’nde kandil insanların “g*tüne girsin” diyecek kadar kutsala söven bu mahluk, hangi merhameti, hangi inancı temsil ediyor?

*

Ben bu satırları yazarken, ne Denktaş’ın avukatıyım ne Serdar’ın savunucusu.
Aksine, ben geçtiğimiz aylarda Serdar Denktaş’ı bu köşede yerden yere vurdum!
Siyasi hatalarını,
suskunluklarını,
çelişkilerini…
Ama iş babasının kemiklerine sövmeye gelince, iş aileye küfretmeye uzanınca, artık biz susmayız!

Doğruya doğru, yanlışa yanlış dedik hep.
Bugün de aynısını yapıyoruz!

Serdar Denktaş’ın,
bu içindeki pisliğin, insan bedeninde hayat bulmuş hali olan,
iğrençlik abidesine verdiği cevap sert miydi?
Evet.
Yeterli miydi?
Hayır!
Çünkü bu mahluk sertliği hak etmiyor,
o sadece ibretlik bir suskunluk hak ediyor!

Yazdığı satırlar rezillik değil, sadece kusmuk. Eline kalem değil, kanalizasyon borusu almış bir zavallı.

*

Ey “kitap” yazan zavallı!
Senin gibi iftira tüccarlarına bu halk bir zamanlar “yazar” diyordu, ama artık sadece “Y-A-Z-I-K!” diyor.

Serdar Denktaş’a sesleniyorum:
Belki çok hata yaptın siyasette.
Ama bu konuda seni eleştiren herkesin de sesi çıksın.
Bugün mesele sen değilsin!
Bugün mesele, babanla birlikte bir halkın mücadelesine küfreden bir aşağılık!

Çünkü rezilin kim olduğu artık çok net:
Yazan değil, iftira atan…
Eleştiren değil, söven!
Bugün Denktaş’a saldırır, yarın Küçük’e, sonra hepimize!
Susarsak, bu arsız klavye daha çok aileyi kirletir.

Bu yazı bir savunma değil, duruşun adıdır.
Ve bu topraklarda hâlâ onur varsa,
Ona sahip çıkmak boynumuzun borcudur!

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisment -
Google search engine

En Popüler

en_USEnglish