Sunday, July 27, 2025
Google search engine
HomeGenelDün Lefkoşa Devlet Hastanesi’nin tuvaletinde yaşlı bir adam ağlıyordu...

Dün Lefkoşa Devlet Hastanesi’nin tuvaletinde yaşlı bir adam ağlıyordu…

Sessizce…
Kimseye görünmeden, kimseye yük olmadan…
Yalnızca kendine yüklenerek!
Ona kimse bir şey sormadı!
Sorsa da anlatmazdı zaten!
Çünkü bu ülkede artık erkeklerin
ağlaması gizli, yaşlıların ağlaması da sessiz.

Belki cebinde reçete vardı ama
parasında eksik vardı.
Belki sıra ona gelmedi, ama ömür çoktan gelmişti.
Belki doktordan değil, ilgisizlikten yorulmuştu.
Ama bildiğim bir şey var:
O adam tuvalete ihtiyaç için değil,
çöküp gözyaşını dökecek bir köşe için girmişti.

Yanına gittim…
Elini tuttum. “Bir şey lazım mı amca?” dedim.
Gülümsedi ama cevabı gözlerindeydi:
“Yok evladım, sağ ol…
İçimde birikmişti sadece…”
İnsan bazen ilaca değil, sadece
görülmeye ihtiyaç duyar.
Belki bir reçete veremedim ona,
ama en azından “görmezden gelmedim.”
Çünkü bu ülkede artık en ağır hastalık, görülmemek.

Eskiden yaşlılarımıza en önde yer verilirdi,
şimdi sistemde bile sıra gelmiyor.
Eskiden büyüklerimizin sözü dinlenirdi,
şimdi gözyaşları bile fark edilmiyor.
Ve biz buna artık “normal” diyoruz.

O tuvaletteki adamı gören olmadı belki…
Ama işte ben gördüm!
Yüzünü değil belki, ama ruhunu gördüm.
Çünkü hepimiz bir gün o adam olacağız.
Ve o gün geldiğinde,
bir hastanenin tuvaleti dışında ağlayacak bir yer bulamazsak…
bu memlekette ne umut kalmış demektir, ne merhamet.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisment -
Google search engine

En Popüler

en_USEnglish