Cumartesi, Temmuz 26, 2025
Google search engine
Ana Sayfacemre cemaliSahalarda koştu, pistlerde parladı!

Sahalarda koştu, pistlerde parladı!

“Tango mu futbol mu?” derken kalbinin sesini dinleyen Mustafa Uluboy, bu kararla profesyonel dans yolculuğuna adım atarak hem profesyonel bir tango dansçısı hem de başarılı bir eğitmen oldu

 

“Yaşam yolculuğu”… Mayıs ayında İzmir’de düzenlenen bir dans yarışmasında dört farklı kategoride sahne alan Mustafa Uluboy, üç kategoride derece elde etti, tango şampiyonu oldu. Uluboy, “Tango benim için bir yaşam yolculuğudur, bir okyanus gibidir. Keşfettikçe daha derinlerde, daha içlerde yeni değerler bulursunuz.” dedi.

 

Cemre CEMALİ

   Bir yanda lisanslı futbolculuk, diğer yanda çocukluktan gelen dans tutkusu…

Mustafa Uluboy, hayatının en önemli kararlarından birini vererek futbolu geride bıraktı ve “kalbinin sesini dinleyerek” tangoyu seçti.

Çocukluk yıllarındaki okul gösterilerinden sahnelere uzanan dans yolculuğunda, tutkusu zamanla mesleğine dönüştü.

7 yaşında başlayan dans serüveninde bugün hem eğitmen hem de profesyonel bir tango dansçısı olan Uluboy, sahalardan dans pistlerine uzanan yolculuğunu tutkuyla sürdürüyor.

Başarıları ile adından söz ettiren Mustafa Uluboy, mayıs ayında İzmir’de düzenlenen prestijli dans yarışmasında tango şampiyonu oldu.

Kısa vadeli hedefi, önümüzdeki 3 ay içinde mümkün olduğunca çok sayıda öğrenci yetiştirmek ve bu sürecin ardından Arjantin’e giderek daha ileri düzey tango eğitimleri almak olan Uluboy, her yıl İtalya’da düzenlenen Avrupa Tango Yarışması’na katılarak derece elde etmeyi planlıyor.

Ancak Uluboy’un en büyük hedefi; Arjantin’de düzenlenen ve dünyanın en prestijli tango organizasyonu olan Tango Dünya Kupası’na katılmak ve burada finale yükselmek.

   Arjantin tango dansçısı ve eğitmeni Mustafa Uluboy, ilham veren dans yolculuğunu KIBRIS okuyucuları ile paylaşarak  “tango bir okyanus gibidir; keşfettikçe daha derinlerde, daha içlerde yeni değerler bulursunuz.” dedi.

Uluboy: Zamanla tutkuya dönüştü

 

Arjantin tango eğitmeni ve dansçısı Mustafa Uluboy, dansla tanışmasının çocukluk yıllarına dayandığını belirterek, “Dansla olan serüvenim 7 yaşında başladı. Okul oyunlarında, müsamerelerde yer alırdım. Zamanla içimdeki bu ilgi bir tutkuya dönüştü.” dedi.

Son 10 yıldır tango alanında önemli işler başarmaya çalıştığını ifade eden Uluboy, “Son 5 yıldır da eğitmenlik yapıyorum. İnsanlara bu tutkuyu aktarabilmek beni çok mutlu ediyor.” diye konuştu.

Uluboy, üniversite yıllarının tangoyla tanıştığı dönem olduğunu belirterek “Aslında dansa olan ilgim çocukluktan beri vardı ama dans yolculuğumun yükselişi üniversite yıllarında başladı. O dönemde salsa, baçata gibi diğer Latin danslarıyla da ilgileniyordum. Bir tanıdık vasıtasıyla tangoyla tanıştım ve açıkçası o andan itibaren tango hayatımın merkezi haline geldi.” dedi.

Bir dönem lisanslı futbolcu olarak da sporun içinde yer aldığını belirten Uluboy, “Hem futbolu hem dansı bir süre birlikte yürüttüm. Başlarda dansı bu kadar ciddiye almamıştım. Nereye gideceğini kestiremiyordum. Ancak zamanla içimdeki dans tutkusu ağır bastı.” ifadelerini kullandı.

Uluboy, tangoya başladıktan 5 yıl sonra hayatının en önemli kararlarından birini verdiğini söyleyerek, “Tango mu futbol mu diye düşünürken, kalbimin sesini dinledim ve tangoyu seçtim. Bu karar, benim profesyonelleşme sürecimin başlangıcıydı.” vurgusu yaptı.

Bu süreçte birçok yerli ve yabancı eğitmenden dersler aldığını dile getiren Uluboy, “Türkiye’de çeşitli tango eğitmenlerinden eğitim aldım. Ardından Arjantinli hocalarla çalışmaya başladım. Hâlâ da dünya çapında birçok dansçıdan eğitim almaya devam ediyorum.” diye belirtti.

Uluboy, dans kariyeri boyunca çeşitli dünya şehirlerini dolaştığını ve birçok etkinlikte eğitimler verip gösteriler gerçekleştirdiğine dikkat çekerek “Dünya turlarına çıkıyor, yurt dışındaki festivallere katılıyor ve orada da eğitimler veriyorum. Böylece hem kendimi geliştiriyor hem de edindiğim deneyimleri başkalarıyla paylaşıyorum.” dedi.

Tangonun farklı kategorilerinde uzmanlaştığını söyleyen Uluboy, “Her alandan farklı eğitmenlerle çalıştım. Bu süreçte öğrendiğim tüm teknikleri sentezleyerek özgün bir tarz oluşturmaya başladım.” ifadelerini kullandı.

“Yaşam yolculuğu”

 

Uluboy, dans kariyerinin geldiği noktayı ve bu yolculuğun detaylarını şu şekilde anlattı:

“Şu an Arjantin tango alanında profesyonel bir dansçı, eğitmen ve aynı zamanda tango DJ’iyim. Bazı gecelerde DJ’lik yapıyorum. Yurtiçinde ve yurtdışında çeşitli şehirlerde eğitimler, workshoplar ve gösteriler gerçekleştiriyorum. Tango benim  için bir yaşam yolculuğudur.. Kendinizi aştıkça tangoya yani aşka varırısınız ve bir bütün olursunuz.”

Uluboy, eğitmenlik sürecinin nasıl başladığını ise “Bu alandaki üçüncü yılımda insanlar benden ders vermemi istemeye başladı. O dönem henüz eğitmen değildim ama onlara elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım. Ücret almadan, tamamen dayanışma ve pratik yoluyla destek oldum. Zamanla bu işi sevdiğimi fark ettim.” cümleleriyle anlattı.

O dönemde üniversitede İngilizce Öğretmenliği okuduğunu da söyleyen Uluboy, aldığı pedagojik eğitimin dans eğitimine katkısı olduğuna dikkat çekti.

Uluboy, tango eğitmenliği belgesi aldıktan sonra artık sınıflar açmaya başladığını ifade ederek eğitim verme sürecinde şu an altıncı yılına girdiğini açıkladı.

Farklı dans türlerine de taleplerin olduğunu belirterek “Tango’nun yanı sıra düğün dansı, ilk dans kareografileri, nişan dansları gibi özel günler için de çalışmalar yapıyorum.” dedi.

Uluboy, tangonun genellikle sosyal, kendine değer katmak isteyen, hayatlarının bir parçası olarak dansı görmek isteyen insanlar tarafından tercih edildiğini söyleyerek tangoyu öğretme sürecinde karşılaştığı en büyük zorluğun teknikten çok, insanların önyargıları ve bakış açıları olduğunu belirtti.

 

“Felsefesini anlatarak başlıyorum”

 

Tangonun felsefesini ve doğasını anlatmadan teknik eğitime başlamanın çoğu zaman mümkün olmadığını dile getiren Uluboy, yaşadığı zorlukları şu sözlerle anlattı:

“5-10 yıl gibi süreler bir kültürün veya değerin yerleşmesi için çok kısa zamanlar. Bazı insanların düşünce yapıları sınırlı olabiliyor. Birinin beni yönetiyor olması ya da birini yönetme hissi başlangıçta bana bile zor gelmişti. Bu nedenle insanlarla uzun uzun sohbet ederek tangonun felsefesini anlatmam gerekti.”

Uluboy, en çok sınandığı noktanın insanları yeni bakış açısına alıştırmak olduğunu belirtti:

“Tangoda yakın temas var, sarılarak yapılan bir dans. Birçok duyguyu içinde barındırıyor. Bu yüzden ilk temas bazı insanlar için rahatsız edici olabiliyor. Ama bu durumu teknikten önce oturup konuşarak, neden gerekli olduğunu anlatarak çözüyoruz. O zaman ‘haa evet, bu da böyleymiş’ tepkisi geliyor.”

Uluboy, tangonun 1800’lerin sonlarında Arjantin ile Uruguay arasında doğmuş bir göçmen dansı olduğunu söyleyerek “Avrupa’dan gelen, hayatlarında birçok zorluk ve hasret taşıyan erkeklerin dansıdır. İçinde özlem, tutku ve kaos biriktiren bu dans, bu nedenle bir sarılma ve bütünleşme ihtiyacı taşır.” dedi.

“Aşkın dansı”

 

Latin toplulukların bu yakın temas kültürüne alışık olduğunu ancak Akdeniz insanı gibi kendi değerlerine sahip çıkan toplumlarda sarılma ve temasın mesafeli olduğunu söyleyerek başlangıçta erkek erkeğe dans edilen tangonun zamanla kadın-erkek partnerliğine dönüştüğünü anlattı:

“Tango “aşkın dansı” olarak tanımlanıyor. Benim için tango, kişisel bir aşk değil; partnerimle birlikte o anda çıkardığımız enerjidir. O bağ, sadece o anın içinde yaşanır ve sadece dansa aittir.”

Uluboy, tango derslerine katılımın hem yaş hem de katılım şekli açısından oldukça değişken olduğunun altını çizerek  “Şu an 50 öğrencim var bu sayı 50-100 arası değişkenlik gösteriyor çünkü dönem dönem talep artıyor ya da azalıyor. Bireysel derslere gelenler var, grup derslerine gelenler var.” dedi.

 

“Tango bir okyanus gibidir”

 

Tango derslerine gelen birçok kişinin mümkün olan en kısa sürede maksimum seviyeye ulaşmak istediğini anlatan Uluboy, tangonun bir süresi ya da sınırı olmadığını, diğer danslardan da bu yönüyle ayrıldığını belirtti.

Uluboy, “tango bir okyanus gibidir; keşfettikçe daha derinlerde, daha içlerde yeni değerler bulursunuz.” diyerek verdiği dersler, koreografi çalışmaları ya da bireysel pratikleri ile birlikte her gün ortalama 9-10 saat dans ettiğini açıkladı.

Ülkemizde tango etkinliklerinin artması gerekliliğine vurgu yapan Uluboy,  şöyle devam etti:

“Burada tabii ki belediyelerin ya da ülkemizin organize ettiği etkinlikler vardır ancak bunlar senede 1-2 kere olan etkinliklerdir. Belli dönemlerde tango etkinlikleri oluyor yani ben ayda bir, bir yere çıkabiliyorum. Bunun daha fazla olmasını istiyorum. Örneğin; Türkiye’de, Avrupa’da her hafta her gün gösteriye çıkılabilecek etkinlikler düzenleniyor.”

Uluboy, yurtiçinde ve yurtdışında katıldığı etkinliklerde çalıştığı farklı partnerleri olduğunu kaydederek “Tangoda gelişmiş öğrencilerim var bazen onlar asiste ediyor beni. Onlarla gösteri yapıyoruz, dışarıdan da gelen partnerlerim var. Bu konuda değişkenim, sabit bir partnerim yok.”

 

Yarışma tecrübeleri

 

Arjantin tango eğitmeni ve dansçısı Mustafa Uluboy, dans kariyerinde edindiği yarışma tecrübelerinden bahsederek “2023’te İtalya yarışmasına katıldım orada istediğim dereceyi elde edemedim ama hem ismimin hem ülkemin adının okunması benim için gurur vericiydi. Bu tecrübem beni daha fazla yarışmaya katılmaya teşvik etti. 2024’te güneyde bir yarışma oldu orada finale kadar yükseldim.” diye konuştu.

Uluboy, bu yıl da mayıs ayında İzmir’de düzenlenen bir dans yarışmasında 4 farklı kategoride yarışarak 3 kategoride başarı elde ettiğini anlattı:

“Orada yarışarak tango şampiyonu oldum. 3 kategoride derecem var;  Tango Solo Milonguero kategorisinde yani bireysel olarak değerlendirdiğim derecede birinci oldum. Tango Milonga kategorisinde partnerli olarak birinci olduk. Tango Vals kategorisinde ise ikinci olduk.”

 

Hedef; İtalya ve Arjantin yarışları

 

   Uluboy, ilk hedefinin 3 ay içerisinde yetiştirebildiği kadar öğrenci yetiştirmek olduğunu söyleyerek en kısa sürede yeni eğitimler almak için Arjantin’e gitmek istediğini açıkladı:

“Buraya geldikten sonra da her yıl haziran ayında İtalya’da düzenlenen Avrupa yarışmasına katılmayı ve orada derece girmeyi hedefliyorum. Asıl hedefim ise Dünya Kupasına hazırlamaktır. O da ağustos sonu eylül ayı başlarında Arjantin’de oluyor. 750-800 kişinin katıldığı ve bütün dünya starlarının sahne aldığı, dünyanın en büyük tango yarışmasıdır. Burada finalleri görmek bile çok büyük bir başarıdır.”

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisment -
Google search engine

En Popüler

tr_TRTurkish